YAVRULARINA SU TAŞIYAN ÇÖL TAVUKLARI




Doğada, tüm canlıların sahip oldukları fiziksel özellikler, yaşadıkları ortamla son derece uyumludur. Bunun bir örneği de çöl tavuklarıdır. Çöl tavuklarının belli bir yerleşim yerleri yoktur. Yumurtlama zamanı yaklaştığında kumun sığ bir yerine çoğunlukla 3 yumurta bırakırlar. Yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz, yuvadan ayrılırlar ve kendileri için yiyecek olarak tohum toplamaya başlarlar. Yiyeceklerini kendi başlarına bulabilirler ancak uçamadıkları için su ihtiyaçlarını gideremezler. Dolayısıyla su onlara getirilmelidir ve bu görevi erkek üstlenir.

Bazı kuş türlerinde yetişkinler yavrularına suyu kursaklarında taşıyarak getirirler; fakat erkek çöl tavuğu suyu çok uzak bir mesafeden getirmek zorundadır ve bu nedenle kursağında taşıyabileceği suyun tamamına, yaptığı uzun yolculuk sırasında kendisinin ihtiyacı vardır. Aksi takdirde yaşamını sürdüremez.Ancak su taşımak için eşsiz bir fiziksel özelliğe sahiptir. Kuşun göğsündeki ve alt kısmındaki tüyler, iç yüzeyde ince bir lif katmanıyla kaplıdır. Bir su birikintisine ulaşan kuş, altını kuma ve toza sürter, böylece tüylerini temizlediği sırada kalmış olabilecek suyu tutmayı engelleyici yağlardan kurtulmuş olur. Sonra suyun kenarına gider. Önce kendi susuzluğunu giderir. Sonra suyun içine girer, kanat ve kuyruğunu havaya kaldırarak vücudunu ileri geri hareket ettirir; böylece tüm tüyleri tamamen ıslanmış olur. Tüylerin üstündeki ince lif katmanı bir sünger gibi suyu çeker.

Tüyleriyle vücudu arasında taşıdığı sıvı yük, buharlaşmaya karşı sıkı koruma altındadır. Fakat yine de 20 milden fazla uçması gerektiği takdirde, taşıdığı suyun bir kısmı buharlaşır. Kuş nihayet kumda tohum arayan yavrularının yanına ulaştığında, yavrular ona doğru koşarlar. Baba çöl tavuğu vücudunu yukarı kaldırdığında, yavrular da sanki süt emen memeliler gibi suyu babalarının vücudundan içerler. Yavruları tüm suyu emdikten sonra kuş tekrar kumun üzerine sürtünerek kendini kurutur. Erkek kuş bu işi yavruların ilk tüy dökme dönemi tamamlanana ve kendi sularını kendileri temin edene kadar en az iki ay daha her gün sürdürür.

Çöl tavuğunun bu davranışında düşünülmesi gereken birçok nokta bulunmaktadır. Bu kuş yaşadığı ortama en uygun özelliklere sahip olmakla birlikte, ne yapması gerektiğini de çok iyi bilmektedir. Çünkü onu yaratan Allah, ona ne yapması gerektiğini de ilham yoluyla bildirmektedir.
Arı kuşları yavrularını kelebek benzeri böceklerle beslerler. Ancak böceklerin yavrularına zarar vermelerini engellemek için, onu önce bir dala hızla çarparak öldürürler.
Kuşların anne-babaları, hayvanların en çalışkanlarındandır. Yavrularına gerekli besini bulmak için pek çok uçuş yaparlar. Hatta bazen bu uçuşların sayısı 1000'i bulmaktadır.
a.b. c.d.e.f.
Anne baba kuşlar vakitlerinin büyük kısmını yavruları için avlanmakla geçirirler. Allah hepsini çeşitli yollardan rızıklandırmaktadır. Bu resimlerde yavrularının yumurtadan çıkışına yardım ettikten sonra onlar için suya dalarak balık avlayan Yalıçapkını kuşu görülüyor.

a. Yalıçapkını yumurtalarıyla.
b. Yalıçapkını yavrularına bakarken.
c. Yalıçapkını avlanmak üzere suya dalarken.
d. Yalıçapkını avını avlarken.
e. Yalıçapkını avını yavrularına götürürken.
f. Yalıçapkını yavrularını beslerken.


BÖCEKLERİN YAVRULARINI BESLEMELERİ


Birçok böcek türü de larvalarını ve yavrularını beslerler. Örneğin, oyucu böcekler, bir çukurda saklı larvaları tohumlarla beslerler. Sıçrayıcı ağaç böcekleri ise ağacın kabuğunda spiral biçimi yarıklar açarak besleyici sıvılar taşıyan borucukları ortaya çıkarır ve minik larvaları borulardan beslerler. Tahta kurtlarının işi oldukça zordur; sert, sindirilemeyen ve azot miktarı çok az olan odunu yavrularına bir şekilde yedirmeleri gerekir. Odun böcekleri ve odun yiyici kınkanatlılar, bu sorunu şöyle çözmüşlerdir: Odunu önce kendileri kemirerek sindirim sistemlerinde yumuşatırlar; sonra yumuşamış odunu, yine vücutlarındaki selüloz parçalayıcı tek hücreli hayvanlar ve sindirim sularıyla karıştırarak dışarı çıkarır ve yavrularına verirler. Ağaç kabuğu kınkanatlıları ise kabuk altında odun çiğneyerek açtıkları tüneller içine yumurtlarlar ve buralara, selülozu larvaların çiğneyebileceği şekle çeviren mantar türlerini getirirler. Douglas W. Tallany, Scientific American, Ocak 1999, cilt 280, n. 1, s. 53

Allah her canlıya rızkını farklı şekillerde vermektedir. Yukarıda örnekleri verilen böcekler de Allah'ın izniyle rızıklarını bulan canlılardır. Allah, anne veya babalarını vesile ederek, bu minik canlıları da rızıklandırmaktadır. Allah, Kuran'da her canlının rızkını Kendisi'nin verdiğini şöyle bildirmektedir:

Kendi rızkını taşıyamayan nice canlı vardır ki onu ve sizi Allah rızıklandırır. O, işitendir, bilendir. (Ankebut Suresi, 60)



YAVRULARIN TAŞINMALARI


Genelde güçsüz ve çelimsiz olan yavrular, yer değiştirirken veya tehlike anlarında genellikle anne veya babaları tarafından taşınırlar. Her canlının yavrusunu taşıma yöntemi birbirinden farklıdır; kimi sırtında, kimi ağzında, kimi de kanatlarındaki özel keselerde yavrularını taşır. Yavrular bu taşınma esnasında hiç zarar görmezler ve hemen güvenli bir ortama ulaştırılırlar.

Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şey üzerinde vekildir. 
(Zümer Suresi, 62)

Özellikle tehlike anlarında anne babaların yavrularını taşıyarak olay yerinden uzaklaştırmaları önemli bir fedakarlık örneğidir. Çünkü yavrunun herhangi bir şekilde taşınması hayvanın hızını ve hareket kabiliyetini önemli ölçüde azaltır. Ancak canlılar buna rağmen, tehlikeli bir durumda yavrularını asla terk etmezler.
Canlılar arasında en yaygın taşıma yöntemi sırtta taşımadır. Örneğin maymunlar yavrularını her yere taşıyabilirler. Anne maymun yavrusuyla çok rahat hareket edebilir çünkü yavru maymun annesinin karnındaki ve arkasındaki tüyleri elleri ve ayaklarıyla sıkıca kavrar. Tehlike anında anne maymun sırtında yavrusunu taşıdığı halde bir ağaca zıplayabilir, bir dal boyunca koşarak diğer bir ağaca atlayabilir.
Kangurular ve diğer keseli hayvanlar, yardıma muhtaç yavrularını göbeklerindeki tüyle-kaplı keselerinde taşırlar. Yavru bir kanguru beş ay annesinin kesesinde yaşar. Bu keseden çıktığında bile hep annesinin yakınında durur. Eğer bir tehlike sezerse annesine doğru koşar ve baş aşağı olarak kesenin içine atlar. Anne kanguru güçlü arka bacakları ile yavrusunu da taşıyarak kaçar.